22 Eylül 2010 Çarşamba

gece monologları

Pantolonumun paçalarının istanbul sokaklarında sürtmelerini seviyorum. Benim için gözler neyse pantolonum için paçalarda o. Bu yüzden pantolonumun paçaları geniş, boyu uzun.

                                                                               ***

Sürtmek demişken bence sürtmekle sürtük aynı şey değil. Sürten kişiye denmezki sürtük. Sürtük kötüdür, sürtmek iyi. Avare olmanın şanındandır sokak sokak sürtmek.

                                                                               ***

Ben basbayağıgece verimli olan bir insanım. Saat 24'ü geçti mi bende uykunun esir aldığı bir uyanıklık hali başlar. Hangi sınırda olduğumu kestiremesemdeverimlilik namına iyi işler yaparım. Üstüne geceleri asla nescafe içmem. Aslında gündüzleri de nescafe içmem. Yani ben aslında hiç nescafe içmem.

                                                                               ***

Çamur atmak deyimi de yerinde güzel. Misal çamur banyosu yapan birine çamur atmak fevkalade güzel.

                                                                               ***

Çok fazla bildiğimden değil ama nerede caz müzik olsa durur dinlerim. Tabi cazdan önde gelen önceliklerim de var Türk Sanat Müziği gibi. Artık yavaştan olgunlaşma dönemime girdiğimin bir işareti bunlar.

                                                                               ***

Hiç iki yanağın tadı bir olur mu?

                                                                               ***

İstisnasız her ailede 'büyüyünce ne olicen len kereta' diye sorulan sorulara 'doktor olicem' diye cevap veren bir velet ve ardından 'doktor olup beni iyileştirecek' diye atlayan bir nine vardır.

                                                                               ***

Saat 03.35se ve senin hala uykun yoksa bir önceki günü hiçbir şey yapmadan geçirdin demektir.

                                                                               ***

Işık kaynağına yaklaştıkça cismin gölge boyu uzar. Nereden çıktı falan deme, şimdi(o zaman) telefonun ışığının önünde kalem çevirirken çözdüm olayı.

                                                                              ***

Günümüzde her şeyin kurusu makbul. Meyveler bile hep kurutulup ihraç ediliyor sonra yaşın yanında kuru da yanar diye bir söz var. Buradan da kurunun iyi bir şey olduğunu anlıyoruz. Yani biri size piç kurusu derse hemen alınmayın. Sonuçta sizi bayağı yüceltmiş de oluyor.