14 Temmuz 2011 Perşembe

ender gelişen blog atakları

oha, gene saçımı kısa kesmiş hayvan
gidiyorum, tatile, ama daha sonra da gidiyorum. açıklama falan da yok. lan aptallığıma temayı bozdum, sonra böyle bir ayar verdim, demiştim ayar vermeyi severim diye. şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; televizyon açıksa iz tv, travel&living, discovery, science, ntvspor, lig tv ya da eurosport izliyorumdur, eğer kadın kuşağı izliyorsam mutlaka anannemlerdeyimdir.

Lan madem gidiyorum dur bir iki bir şey daha yazayım. peş peşe 2(yazıyla da rakamla da aynın) Dostoyevski romanı okudum, onlardan önce 2 tane de goethe romanı okumuştum, etti mi sana 4. onlardan da bir önce yine dostoyevski okumuştum, etti mi sana 5. tabi bunu 1 seneye yayarak yaptım, bunu da belirteyim ki bir senede kaç kitap okuduğum ortaya çıksın, kaldı ki mevzu bahis o değil. velhasılı 5 tane rus romanı okuyan bir adam tehlikelidir. rüyaları bile tehlikelidir. en son suç ve ceza'Yı okuyordum, 4 ay bi ara verdim, geçenlerde tekrar elime aldım ki son 100 sayfa kalmıştı, onu da 1 günde bitirdim. akşamına rüyamda adam öldürdüğümü ve tahminen 10 yıllık bir ceza aldığımı gördüm. ben ilk defa bir rüyadan bu kadar tırstım vallahi de billahi de. o kadar ki uyanınca şükrettim. 

madem konu dostoyevski'den açıldı ben de bir fikrimi aradan çıkarayım istedim. şimdi bu suç ve cezA'yı bir gençken, bir orta yaşlıyken, bir de yaşlıyken okuyun diyollar ya ben sebebini buldum. romanda üç ana karakter var; rodyon romanoviç(raskolnikov), porfiri prokoviç(polis) ve adını unuttuğum öldürülen yaşlı kadın. raskolnikov genç ve suçlu, prokoviç orta yaşlı ve adalet peşinde, işini seven, öldürülen kadın ise yaşlı, cimri, zengin ve mendebur. demem o ki gençken kendinizi raskolnikov'un yerine koymanız pek doğal ve bazı şeylerin oturduğu orta yaş evresinde prokoviçin yerine ve elbette yaşlılığınızda öldürülen kadının. ben koydum, oldu.

andy warhol'U insanlar -bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak> sözüyle bilir ama onun dışında kapitalizme getirdiği açıklamayı da severim. aşağı yukarı şunları söylemiştir warhol ya da ben yontiyim biraz işte aynı kefeye çıksın; abi demiş kapitalizm ne iyidir ne hoştur, sonuçta dünyanın en zengin adamıyla en fakir adamı için coca colanın tadı aynıdır ve bunu parayla bile değiştiremezsin, paşa bile olsan aldığınız keyif eşittir ve eşit olmaya devam edecektir. adam haklı beyler.

bu arada dostoyevski'DEN OKUDUKLARım -suç ve ceza>, -beyazgeceler> ve -kumarbaz>dı, goethe'dense -piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım> ve -genç werther'in acıları>idi. hepsini de otogarda indirim çadırından aldım. kitaba o kadar da para vermem yani, suç ve ceza 6,50 tl idi, beyaz geceler ise 2,00.

ÖPÜYORUM ŞIMDI ELIMDE BIR YÜREK BU SONUCA NASıL GELDIK DELICE SEVEREK GÜM GÜM ATıYOR ÇOK ÜZÜLÜREK, sen söyle çaldıran savaşı?

KÖTÜ ŞEYLER BIZIM TARAFTA, HEYYO.

BELKI GELIRIM GERI, KEYFIMCE IŞTE.

çok uzaklardan rövaşata editi: bugün, rafları toplarken -piedra ırmağı'nın kıyısında oturdum ağladım> kitabına ilişti gözüm, halbuki yazarı coelho'ymuş, neyse zaten kimsenin umurunda değil, sehven oldu abilerim.

1 buçuk ay sonra gelen başka bir edit: porfiri prokoviç diye götümden salladığım ismin aslı porfiry petroviç imüş.

10 Temmuz 2011 Pazar

geçmişten gelen

Misal buraları hep değiştirebiliyorum, istediğim şeyi yazıp istediğimi silebiliyorum, fotoğrafı beğenmeyince kaldırabiliyorum, tasarımına kusabiliyorum, satırları çok uzun kullanabiliyorum, istediğim yerde











satır başı yapabiliyorum ve fakat hayat öyle değil. Bir şeyin bir sefer olması yeterli, bir daha geri alamıyorsun, tamir de edemiyorsun, üstünü de kapatamıyorsun, doğru olmadı mı düzeltmek için pek az fırsatın oluyor. Zaman meselesine takmam da bu sebeple. Saat sabahın 5buçuğu olmuşken yatmak konusunda pek cömert davranamıyorum ama bilgisayardan geçmişi silebiliyorum, saati geri alabiliyorum.

kışın bir zamanlar 07


Bir daha hiç yazamayacakmışım gibi, öyle garip ki, sanki yazmak istemiyormuşum gibi. Bunu şu anda düşünüyorsam tek sebebi başkalarına kızmam, yazdıklarına kızmam. Bunu buraya yazdığım için de kendime kızmam durumu mevzu bahis, o yüzden daha fazla yazmıyorum.

ekim 08


Ağzımdan duman çıkar derecesinde soğuk hava, balkonda daha fazla kalamayacağım. (bazı yerler okunmuyor, burası onlardan biri). Dediğim gibi günün öyle geçmesine bir anlam yüklemek ne kadar doğru bilemiyorum. Ayrıca hava zaten soğuk, en iyisi ah muhsin ünlü,nün de dediği gibi 'haydi iç de çay koyayım'. 

ekim ortaları 08


Sevdiği sözcükleri tekrar tekrar yazan bir adamın şair oluşunda rasyonel sebepler aramanın manası yoktu, ben de öyle yaptım. Çok sıkı bir sosyalist görüntünün altına kamufle olmayı başarmış bir asosyalin başarısını kıskandım. Ve ben de saydım; bir vapur, iki şemsiye, üç an, dört sahne, beş ev, altı koridor, yedi gazete, sekiz mızıka, dokuz tren, on teleskop. 

kasım sonları 09


Sabah kalktım, bir yerlere gittim, eve döndüm, odamı topladım, kirlileri sepete attım, kitapları dizdim, atılacakları attım, kalacaklara da acımadım, sonra su koydum kendime, ilaç içtim, odamdan battaniyeyi aldım üstüme, televizyonu açtım, kadın kuşağına baktım, iz tvyi açtım, kapı çaldı, cevap vermedim, koltuğa biraz daha yapıştım, ayağa kalktım, tuvalete gittim, geri koltuğa döndüm, ellerimi başımın altına aldım, telefonum çaldı, cevap vermedim, televizyonu kapattım, fişini bıraktım, battaniyeyi kafamın üstüne serdim, kenarlarını vücudumun altına sıkıştırdım, uykuya daldım, uykumda birileri beni çağırıyordu, dönüp bakmadım, uyandım, mutfağa gittim, yemek ısıttım, sofrayı serdim, yemek yedim, sofrayı kaldırdım, bulaşıkların üzerinden su geçirdim, dişlerimi fırçaladım, battaniyemi aldım, yatağa girdim, üstüne yorganı çektim, uyudum. 

aralık ortaları 09


Taksim'de çok özel bir yer var, cumartesileri ve çarşambaları açık arttırmayla kitap alabiliyorum ve bunu not etmekten çekinmemeliyim. Taksim'de aynı özel yerde eski fotoğraflarda satın alabiliyorum, oturup kitap da okuyabiliyorum, d&r,la dalga da geçebiliyorum, bedavadan çay da içebiliyorum, 50 kuruşa kitap da alabiliyorum,  ocağın yanında ellerimi de ısıtabiliyorum. Modern dünyanın standartları dışında pek çok şeyi zevkle yapabiliyorum, bunu not almaktan çekinmemeliyim.

kasımın bir tarafları 08

İyi günler.
Kötü bir şeyler olmak üzere.