24 Nisan 2011 Pazar

zamansızlar kahvesi


Bazı zamanlar saatlerin içinde kaybolmaya ne gerek var, 3le 4 arasında bir fark aramaktan mutlu olmaksa yalnızlık, evet bazı zamanlar saatlerin içinde kaybolmaya gerek var. Yaptığım her işte 10dan geriye doğru sayıyorsam ve 0 dediğimde o işi bitirmek zorunda hissediyorsam bunu söylemeye ne gerek var ve evet şimdiye kadar bunu herkesten gizlemişsem birinin bilmesine gerek var, buna çok ihtiyacım var.


Bir şehirde insanlara yabancı olmaktan hüzün duyuyorsam, kaybolduğum her sokakta evime ait bir parça buluyorsam ve her bir parçayı birleştirdiğimde yine de aynı sevinci yaşayamıyorsam derdimi söylemekten çekinmeme ne gerek var, ama zamanı durdurup dışarıda insanlar kol kola yürürken ben sadece başımdan aşağı gözlüğümün üstüne, oradan da paltomun bir kısmına akan yağmurda buluyorsam kendimi burada sadece yağmuru sevmemi söylememde bir gerek var, gereksinim var.

Duyduğum şarkıyı aynı dilde bir tek ben söyleyebiliyorsam, yanımdan geçenlerin bana aldırış etmelerine ne gerek var ama sessiz sessiz çiçeklerin arasında yuvarlanırken bunun hayatımdaki son iniş olmayacağını insanlara onların dilinde anlatırken beni dinlemelerinde bir gerek var.

Çatısından tanımadığım şehirdeki insanların sevinç çığlıklarını duyduğum, ve annesinin elinden kurtulup balkona, beni izlemeye koşan çocuğa sırıtışımın ne gereği var, oysa ki pek matah olmayan bir zevkin doruğunda ayağımı havaya kaldırıp ötekini yanına almamla yer çekimini test etmemin bir gereği var, bunu ben biliyorum.

Vapurların şehrimden yol aldığını görüyorum, belli belirsiz bir sebepten o vapuru kaçıranların hırslı bakışlarını duyumsuyorum, çıkardığı suyun arkasından gelen martıların neyi istediğini biliyorum ve vapur iyice uzaklaşınca arkasında kalan o suyun dümdüz bir beton gibi kalacağını da. İşte bu beton benim ölümüme sebep olabilir, bunu yazmama gerek yok, gereği olan bir şey varsa yalnızlık, hep yalnız kalma dürtüsü, sofraya ikinci bir tabağı koyamamak ve hatta ne biliyor musun evde bardak kırdığın için bile üzülmemen, sana takım bozuldu diye kızan birinin olmaması.
1

Kötü bir şeyin olması içimi huzursuz etse de sevinçlerimin yüksek perdeden rol çalması beni mutlu ediyor. Sevdiğim az şeyin hayatımın pek çoğuna tesir etmesi, düzensizliğimi mutlu kılması sıradan hayatıma renk katıyor. Düzensizliğimi bir düzene çevirmiş olmam, beni ben yapan şeylerin tümüne, arkama yaslanıp nefes alışverişlerimde bir ritm tutturmama bile tesir ediyor.
2

Size sen demekten hiç hoşlanmam sevgili okuyucu, sizin zamanınızı da çalmak istemem ama benimle ilgili bir sır paylaşmaktan geri durmam eğer okumak isterseniz. Sizi pek tanımadığım doğru, biraz çekimser olabilirsiniz ama bana yazmaktan çekinmeyiniz, zira tanışmaktan haz duyarım ve uzatırsanız elinizi dahi sıkabilirim. Şimdi size vaat ettiğim şeyi söylememe izin verirseniz, ben pek büyük kaybetmedim ama iki üç yıl içinde çok kaybetmiş olacağım. Bunu tahmin etmekten öte biliyorum ve kaşı koyamıyorum, bazen sizinde olacakları tahmin edip engel olamayışınız gibi. Sevgili okuyucu, sizinle tanışma şerefine nail olmak isterim eğer beni kendinize layık görürseniz, aksi halde sizi varlığımla rahatsız etmek istemem. Yıllar içinde uzanacak samimi dostluğumuza tek başıma kadeh kaldırıyorum. Kendinize elzem önemi gösteriniz.
3