10 Temmuz 2011 Pazar

geçmişten gelen

Misal buraları hep değiştirebiliyorum, istediğim şeyi yazıp istediğimi silebiliyorum, fotoğrafı beğenmeyince kaldırabiliyorum, tasarımına kusabiliyorum, satırları çok uzun kullanabiliyorum, istediğim yerde











satır başı yapabiliyorum ve fakat hayat öyle değil. Bir şeyin bir sefer olması yeterli, bir daha geri alamıyorsun, tamir de edemiyorsun, üstünü de kapatamıyorsun, doğru olmadı mı düzeltmek için pek az fırsatın oluyor. Zaman meselesine takmam da bu sebeple. Saat sabahın 5buçuğu olmuşken yatmak konusunda pek cömert davranamıyorum ama bilgisayardan geçmişi silebiliyorum, saati geri alabiliyorum.

kışın bir zamanlar 07


Bir daha hiç yazamayacakmışım gibi, öyle garip ki, sanki yazmak istemiyormuşum gibi. Bunu şu anda düşünüyorsam tek sebebi başkalarına kızmam, yazdıklarına kızmam. Bunu buraya yazdığım için de kendime kızmam durumu mevzu bahis, o yüzden daha fazla yazmıyorum.

ekim 08


Ağzımdan duman çıkar derecesinde soğuk hava, balkonda daha fazla kalamayacağım. (bazı yerler okunmuyor, burası onlardan biri). Dediğim gibi günün öyle geçmesine bir anlam yüklemek ne kadar doğru bilemiyorum. Ayrıca hava zaten soğuk, en iyisi ah muhsin ünlü,nün de dediği gibi 'haydi iç de çay koyayım'. 

ekim ortaları 08


Sevdiği sözcükleri tekrar tekrar yazan bir adamın şair oluşunda rasyonel sebepler aramanın manası yoktu, ben de öyle yaptım. Çok sıkı bir sosyalist görüntünün altına kamufle olmayı başarmış bir asosyalin başarısını kıskandım. Ve ben de saydım; bir vapur, iki şemsiye, üç an, dört sahne, beş ev, altı koridor, yedi gazete, sekiz mızıka, dokuz tren, on teleskop. 

kasım sonları 09


Sabah kalktım, bir yerlere gittim, eve döndüm, odamı topladım, kirlileri sepete attım, kitapları dizdim, atılacakları attım, kalacaklara da acımadım, sonra su koydum kendime, ilaç içtim, odamdan battaniyeyi aldım üstüme, televizyonu açtım, kadın kuşağına baktım, iz tvyi açtım, kapı çaldı, cevap vermedim, koltuğa biraz daha yapıştım, ayağa kalktım, tuvalete gittim, geri koltuğa döndüm, ellerimi başımın altına aldım, telefonum çaldı, cevap vermedim, televizyonu kapattım, fişini bıraktım, battaniyeyi kafamın üstüne serdim, kenarlarını vücudumun altına sıkıştırdım, uykuya daldım, uykumda birileri beni çağırıyordu, dönüp bakmadım, uyandım, mutfağa gittim, yemek ısıttım, sofrayı serdim, yemek yedim, sofrayı kaldırdım, bulaşıkların üzerinden su geçirdim, dişlerimi fırçaladım, battaniyemi aldım, yatağa girdim, üstüne yorganı çektim, uyudum. 

aralık ortaları 09


Taksim'de çok özel bir yer var, cumartesileri ve çarşambaları açık arttırmayla kitap alabiliyorum ve bunu not etmekten çekinmemeliyim. Taksim'de aynı özel yerde eski fotoğraflarda satın alabiliyorum, oturup kitap da okuyabiliyorum, d&r,la dalga da geçebiliyorum, bedavadan çay da içebiliyorum, 50 kuruşa kitap da alabiliyorum,  ocağın yanında ellerimi de ısıtabiliyorum. Modern dünyanın standartları dışında pek çok şeyi zevkle yapabiliyorum, bunu not almaktan çekinmemeliyim.

kasımın bir tarafları 08

İyi günler.
Kötü bir şeyler olmak üzere.

2 yorum:

Mamoru Ronin dedi ki...

Sen degilsin tek gecmis goruntusune sempati besleyen farkli degilsin bi cogundan, sadece hizli gitme oldugunu sandigindan, farkina var, zor ama dene, azinlik olma marjinal olma, kendini yorma...

Burak B. dedi ki...

yorumun için teşekkürler, önerilerini dikkate alacağımdan şüphen olmasın.